Çamlığın başında tüter bir tütün
Acı çekmeyenin yüreği bütün
Ziya’nın atını pazara tutun
Gelen geçen Ziya’m ölmüş desinler
At üstünde kuşlar gibi dönen yar
Kendi gidip ahbapları kalan yar
Uzun olur gemilerin direği
Yanık olur anaların yüreği
Ne sen gelin oldun ne ben güveği
Onun için kapanmıyor gözlerim
At üstünde kuşlar gibi dönen yar
Kendi gidip ahbapları kalan yar
Ham meyvayı kopardılar dalından
Beni ayırdılar nazlı yarımdan
Eğer yarım tutmaz ise salımdan
Onun için açık gider gözlerim
At üstünde kuşlar gibi dönen yar
Kendi gidip ahbapları kalan yar
Ziya yakışıklı bir delikanlıdır. Yozgat’ın Karacalar Köyü’ndendir. Aynı köyden Fikriye adlı kızı sever ve nişanlanırlar. Fikriye’nin babası Karacalar Köyü İmamı Ali Hoca’dır. Ali Hoca Kızıltepe Köyü’ne imam olur. Ziya sık sık nişanlısını görmeye at sırtında gider. İki taraf da birbirini oldukça sevmektedir. Ziya bir gün ekin sularken üşütür ve karın ağrısından şikâyet eder. Doktora gider ama fayda bulamaz, bir hafta içinde ölür. Bir başka söylentiye göre, Ziya Bey yakışıklı, at düşkünü, çok iyi atan binen, iyi cirit oynayan bir yiğittir. İki köy arasında oynanan ciritte attan düşer orada ölür. Fikriye, nişanlısının ani ölümü karşısında duyduğu acıyı ve kederi şiire döker böylece Ziya Türküsü ortaya çıkar.
GÜNÜN SÖZÜ: Açıklamalarla vakit harcama, insanlar sadece duymak istediklerini duyarlar…